22 Kasım 2021 Pazartesi

Dokunuş

Linke tıkla ve bu sabah ayaklarını, susamış kaldırımlara bas. Kökleri toprağa sıkıca sarılan ağaçlara bak. Yağmur damlalarını beklemekten yorgun düştüğünde nasıl kendini salıverdiğini izle. Sen de kucağındaki oyuncağa sarıl. Sevene sarıl. Sevilene sarıl. Ve elinden kim tuttuysa hiç bırakma. Bu sabah yüzüne dokunmak isteyen yağmur damlalarına engel olma. Bırak. Yüzüne bir el dokunsun. Bırak. Şemsiyeli insanlar hastalıklardan kendini korusun. Sen kocaman gülümse ve gökyüzünden gelen damlacıkları kabul et. Kıyafetlerin ıslansa da korkma. Bir ayakkabı ne kadar su çekebilir? Bir bulut en fazla kaç ton su alabilir? Bir anne en çok kaç oyuncağı olan bir çocuğa tahammül edebilir? Dağınıklığı toplarım dersen işler değişir. Ben de derim ki; Elindekileri bana emanet edebilirsin. Olur da bir gün kollarını açıp dans etmek istersen diye söylüyorum. Ben hem dans eder hem eşyalarını tutarım. 

Sonra bir gün olur parkinson gelir beni bulur. Romatizmadan yaşlı kadınların ve adamların elleri tutmayabilir. Gün olur yağmur damlalarını pencerenin ardından izlemek isterim. Belki bir gün sırtımı kaşımak isterim. Gizemli bir el kırık beyaz tülleri kenara doğru çeker. Bir sıralar ben de senin gibi korkusuzdum. Onun sabahları suratıma dokunmasından hiç korkmazdım. Şimdi suratıma dokunduğu kadar kahve fincanımı da getiriyor yanıma. Kitap okumak istediğimde gözlüklerime uzanmama yardım ediyor. Hatta bazen sırtımı kaşıyor. Bırak. Yaşlı ve hasta değilsen bulutlar dokunsun suratına. Ve unutma. Eğer bulutlardan korkmazsan bir gün pencerenin tüllerini bile açabilir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Uzlet Türküsü

  Azık ettim geçmişi kendime Yolum uzun sırtım terli ama gözümde bir direnç var Yanımda bir buruk nota bir yarım güfte Tamam olmayı be...