17 Şubat 2024 Cumartesi

Uzlet Türküsü

 Azık ettim geçmişi kendime

Yolum uzun sırtım terli ama gözümde bir direnç var

Yanımda bir buruk nota bir yarım güfte

Tamam olmayı bekleyen menekşe tohumları

Bitmemiş öykülerin son satırları

Bir neyzen taşırım sırtımda

Neyi nasıl çalacak bilmeden adımlarım kamıştan yolunu

Vardığımda sırat-ı müstakimden ayrılmış

Bulduğumda vuslatın şurubunu yudumlamış

Estiğimde kumları savrulmamış

Bir yaman çelişkiydi ki boy boyladı soy soyladı

Bir usul ezgiyi vurdu taşların sırtına elleriyle

Hakikatin perdesini yırttı gözleri

İçinde yanan ışığı soldurdu

Yolu kayboldu yolcuların

Taşlar parçalandı kum vurdu gözlerimize

Merhemi bulunmamış yanıklarla

Hangi yangında yandığımızı bilmeden

Ölümle burun buruna ellerinden tuttuğum hakikatin

Eldivenlerini ben görmedim

Gözlerine baktığım hakikatin gözlerini ben görmedim

Düşlerime giren yarin düşünden ben ayrı kaldım

Nicedir vuslat uğramaz oldu bu ile

Hakkın hakikatine uzletimle durdum bu yerde

Sırtımda bir neyzenle ben bir köşede

Geçmişi azık ettiğim çıkınım belimde

Yola saçılan lokmalar bir bir menekşe olsun diye ben niyet ettim

Bir niyet ne kadar makbul olabilirse?

Açılsın diye dualar ettim menekşelerimiz

Dünya renklerini kaybettikçe onlar daha da hercai olsun diye

Niyet ettim

Azığıma renklerinden katmak için

Niyet ettim ki ölüm uğramasın

Kırağı yapraklarına düşmesin

Geleceğe geçmişten tohumlar bıraktım

Hakkın adıyla açılsın diye

Uzlet Türküsü

  Azık ettim geçmişi kendime Yolum uzun sırtım terli ama gözümde bir direnç var Yanımda bir buruk nota bir yarım güfte Tamam olmayı be...