14 Mayıs 2021 Cuma

Günahkar Fısıltılar

Görsel: Taylan Uran 
(Yeditepe Bienali 2018
Kâbusu Azat Sergisi)
Dolu dizgin akan bu nehrin suları aşktan bir bardağa dolacak. Bardak çatlayacak ya da nehir bardağı yok sayacak. Kan dolacak içi ya kana bulayacak kırıkları ortalığı. 

Ve sen ışıltılı keskin bardak; Senin bedenin aşkın bedeni kesilecek yeni bir lisanda. Senin ellerin aşkın elleri deyip öpülecek. Karanlıkları yarıp gelen ufuk ışıkları dans edecek gözlerinde. Diyecekler ahir zaman olacak bir gün; Senin davan aşkın davası. Sen pür dava. Koca nehir senin bağrına sığar mı güzel bardak? Kırar seni tozla duman, tuzla buz eder ama ekmeği banamazsın. Ölüverirsin. Sen ölürsen davan ölür.

Bir küheylana atlayıp gideceksin buralardan. Son sıradan aşkın şehitleri arasına yazılacaksın. Sen küheylanın sırtında ben Hüthüt kuşunun kanatlarında. Yollara, dillere, aşklara, ateşlere düşeceğiz. Birlikte veya ayrı detayların ne önemi var? 

O vakit, koca mahluk tek dememiş miydik biz gün aydınlanıyordu... Bunca bir bunca gayrı iken senle ben, Hüthüt kuşunun kanatlarından düşer bir haberci. Külleri küllerine yetmiş iki milletin karışır da karışır. Kanları kanlarına yetmiş iki şehidin bulanır da bulanır. Haberci makamından düşer de düşer. Yetmiş üçüncüsü muhakemede zaman aşımından yeniden doğar. Ölmek için doğar. Yetmiş dördüncüsü yetmiş üçün korunda... Pişer... Tutuşur... Yanar... Piş... Tutuş... Unutuş... Tutuş... Yutuş... 

Hüthüt kuşu uçsun. Varsın, efsanelerden bozma Kaf Dağı'nda tutuşsun. Ateş otuz kuşu yeniden doğursun, yetmiş üç şehidin kanında yansın da dursun.

Uzlet Türküsü

  Azık ettim geçmişi kendime Yolum uzun sırtım terli ama gözümde bir direnç var Yanımda bir buruk nota bir yarım güfte Tamam olmayı be...