Yalan...
Metanet sorumlulukla ırak düşmezden evvel hiç evini sırtında taşımazdı. Her şeyini iki karış yere tıkıştırmazdı. Oradan oraya yetişecek diye koşuşturmazdı. Eğer sorumluluk kuşatabilseydi her tarafını o zaman çantasının içinde ne var, bilebilirdi. Gizliden karıştırmasına hiç gerek kalmazdı.
Sorumluluk onun gönül ikliminden uzakta diye Metanet'i suçlamaya devam etti yıllar yılı. Etsin... Onun gözünde bencilin tekiydi. Olsun... Öyle bilsin. Ne çıkar? Ama Metanet ile Sorumluluk el ele verebilseydi koskocaman bir dünyaya sahip olurdular. Belki... Hem ellerindeki bavullara sığdıramazdı da o büyük dünyayı. Eh umarım... Metanet ruhunu kemiren sessizliğini sonunda bozdu; "Hey sen... Bakma öyle gözlerime. Çünkü bakmadığında zehir akıyor içime. Hey sen... Durma uzakta öyle. Senin adın Sorumluluk'sa gel sor bana nasılsın diye."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder