11 Aralık 2021 Cumartesi

Zehir

Metanet bu gece içini dolduran zehrin onu terk etmesini bekliyordu. Yatağına uzandı. Sırt üstü uyuyacaktı. Gözlerini tavana dikip geçmişi düşünmeye başladı. Sorumluluk ile arasındaki tüm bağları kopardığı o güne gitti. Bacaklarında beyaz tül çorapları vardı. Titriyordu. Ayakları çapraz basıyordu. Her zamanki gibi elleri de kolları da doluydu.

Yalan... 

Metanet sorumlulukla ırak düşmezden evvel hiç evini sırtında taşımazdı. Her şeyini iki karış yere tıkıştırmazdı. Oradan oraya yetişecek diye koşuşturmazdı. Eğer sorumluluk kuşatabilseydi her tarafını o zaman çantasının içinde ne var, bilebilirdi. Gizliden karıştırmasına hiç gerek kalmazdı.

Sorumluluk onun gönül ikliminden uzakta diye Metanet'i suçlamaya devam etti yıllar yılı. Etsin... Onun gözünde bencilin tekiydi. Olsun... Öyle bilsin. Ne çıkar? Ama Metanet ile Sorumluluk el ele verebilseydi koskocaman bir dünyaya sahip olurdular. Belki... Hem ellerindeki bavullara sığdıramazdı da o büyük dünyayı. Eh umarım... Metanet ruhunu kemiren sessizliğini sonunda bozdu; "Hey sen... Bakma öyle gözlerime. Çünkü bakmadığında zehir akıyor içime. Hey sen... Durma uzakta öyle. Senin adın Sorumluluk'sa gel sor bana nasılsın diye."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Uzlet Türküsü

  Azık ettim geçmişi kendime Yolum uzun sırtım terli ama gözümde bir direnç var Yanımda bir buruk nota bir yarım güfte Tamam olmayı be...